Dizi Alman dizisi olduğundan başka sitelerde İngilizce dublaj yapıldığı için akıcı gelmeyebilir istediğiniz dilin alt yazılı olarak izlemenizi tercih ederim iyi seyirler.
DARK Trailer
Dizi Alman dizisi olduğundan başka sitelerde İngilizce dublaj yapıldığı için akıcı gelmeyebilir istediğiniz dilin alt yazılı olarak izlemen...

-
“La Casa De Papel” çok düz bir tercümeyle “kâğıt evi” gibi bir anlama geliyor. Öte yandan eskiden dilimizin argosunda da para anlamına ...
-
son bölümde büyük jonas, gençliğine sığınaktaki odada kapalıyken olayların büyük bir kısmını açıklıyor. sığınaktaki elektrikli sandaly...
15 Nisan 2018 Pazar
Dark 1. sezon analizi (spoiler)
son bölümde büyük jonas, gençliğine sığınaktaki odada kapalıyken olayların büyük bir kısmını açıklıyor.
sığınaktaki elektrikli sandalyeye benzer şey bir zaman makinası prototipi. o sığınağın altından ise mağaradaki solucan deliği geçiyor. solucan deliğinden çıkan enerji tam olarak noah'ın zaman makinasının olduğu odadan geçiyor. noah o elektrikli sandalye ile enerjinin geçtiği sırada çocukları denek olarak kullanıp zamanda yolculuğu ele geçirmek ve kontrol etmek istiyor böylece istediği gibi dünyanın ve insanlığın seyirini değiştirebilecek.
çocukları mağaradaki solucan deliğini kullanarak kaçırıyorlar ama çocukların ölümünden de anlaşıldığı üzere zaman makinası hala prototip ve tam anlamıyla çalışmıyor.
ölen çocukların cesetlerini helge aracılığı ile solucan deliğinden diğer zamanlara gönderiyor ki o sığınağa yakın yerlerde bulunmasınlar. mesela yasin isimli kayıp çocuğu 8. bölümdeki 1953 yılının nükleer inşaat alanında başka bir çocukla birlikte buluyorlar.
mikkel ve gretchen'in (claudia'nın köpeği) yolculuğu enteresan mesela.
çünkü köpek 1953'te mağaraya giriyor ve 1986'da claudia'nın yanına geliyor. zaten claudia orada parçaları birleştirmeye başlıyor zamanda yolculuk ve mağaradaki solucan deliğiyle ilgili. o tarihten sonra claudia'nın eylemleri tamamen gizem. hadi mikkel yanlışlıkla buldu diyelim solucan deliğini peki köpek nasıl o kapıları açıp 33 yıl ilerisine yolculuk yaptı.
noah ve claudia zaman yolculuğunu kontrol etme savaşındaki iki taraftır.
noah'ın da dediği gibi bir taraf iyi diğer taraf karanlıktır. her ne kadar noah kendini iyi taraf olarak bartosz'a tanıtsa da izleyici olarak hissettiğimiz noah kötü claudia ise iyi taraf gözükmektedir. noah'ın aksine claudia'nın gençliğini 1953 yılında görürüz ama noah'ın nereden geldiği nasıl büyüdüğü belli değildir. bartosz'un kendisinin gençliği olduğu yani arabada gelecek için kendisini safına kattığı düşünülmekte ama bunu kanıtlayan güçlü kanıt bulunmamakta.
Noah'ın şeytan olduğunu simgeleyen en büyük gönderme 4. bölümde okulda sınıfta geçen johann wolfgang von goethe muhabbeti.Goethe'nin en bilindik eserlerinden biri "faust". faust (bartosz) şeytana (noah) bilgi ve güç karşılığında ruhunu satar. eserde olan diğer karakterler şeytanın yardımcısı mephistopheles (helge) ve faust'un sevgilisi gretchen (claudia'nın köpeğinin ismi). bu kadar benzerlik ve gönderme noah'ın şeytanın ta kendisi olduğunu büyük oranda kanıtlıyor.
Dizide beni bağlayan en büyük etkende merak uyandırabilmesi bazı soruların cevabını almanın kolay olmaması böyle dizeleri sevme nedenim DARK onlardan biri...
son bölümde büyük jonas, solucan deliğini yok edeceğini düşünerek mekanizmayı çalıştırdığında aynı mekan ama farklı zamanlarda olan küçük helge ve genç jonas arasında bir solucan deliği açılıyor.
bir birlerine dokunduklarında küçük helge 1986 yılına jonas ise bir 33 yıl daha ileri giderek 2052 yılına gidiyor. helge'nin yaralı halde prototip zaman makinası odasına gidip noah'ın yardımcısı olduğunu çıkarabiliriz ama jonas'ın nasıl 2052 yılına gittiği ve çevrede olan nükleer felaket hakkında bir sonraki sezonu beklemek zorundayız.
DARK dizi analizi
2017'nin son ayına girerken yayınlanan Netflix dizisi Dark, izleyicilerden tam not aldı. Adeta "Almanlar yapmış" dedirten ve zaman yolculuğu teması işlenen bu diziye dair izlediğim kadarıyla bildiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Netflix’in ilk Alman dizisi olma özelliğini taşıyan dark geniş bir oyuncu kadrosuna sahip bu oyun kadrosunda Oliver Masucci, Louis Hofmann, Karoline Eichhorn, Maja Schöne ve Jördis Triebel gibi isimler var ama kadro bundan çok daha geniş. Ve her bir karakterin önemi ayrı.
Genç-yaşlı karışık bir kadrosu olan Dark’ın kadrosundaki deneyimli isimler genellikle Alman sinemasından transfer. Dizinin gençlerini oynayanlar ise yükselen yetenekler olarak görülüyor. Özellikle Louis Hofmann benim gözümde mükemmel bir performans gösterdi.
2019 yılında bir Alman kasabasındayız. Winden isimli bu kasabada herkes birbirini tanır. Aileler birbiriyle eski dost çocuklar ise okul arkadaşıdır. Fakat kısa bir süre önce kaçırılmış olan Erik isimli gencin hala bulunamamış olması tüm kasabayı tedirgin etmektedir. Dahası kaçırılma olayı bir son değil her şeyin başlangıcıdır. Garip olayların başgösterdiği kasabada yaşananlar ilk değildir. Uzun zaman önce gerçekleşen olayların tekrarı gibidir.
Evet kısaca konusu böyle. “Kim, neden, nasıl, önemli değil. Önemli olan, ne zaman?” tanıtım cümlesiyle reklamları yapılan Dark’da olaylar önemli ama onların zamanları daha önemli. Elbette ilk bölümden pek bir şey anlamak mümkün değil.
İlk bölümde karakterlerin isimleri dışında beni rahatsız eden bir şey olmadı. Daha doğrusu karakterlerin isimlerini ezberleyemediğim için “bu kimdi şimdi yahu” dedim bölüm sonunda. Biraz daha dikkatli bir izlemeyle aşılabilecek olan bu engel dışında sizleri uyaracağım hiç bir şey yok.
İlk bölüm oldukça fazla ipucu olmasına rağmen dikkatli izlenmediği sürece hiç bir şey anlamak inanın imkanı yok ben ilk bölümü bitirmemle birlikte daha demin ne izledim demem bir oldu sizin için tavsiyem karakterleri iyi analizleyin ufak bir boşluk ilerleyen bölümlerde sizleri uzun bir düşünceye sokabilir.
Gizem ve gerilim dolu bir ilk bölümdü. Kafamda deli sorularla ikinci bölüme geçtiğimi hatırlıyorum. Dizi izleyicinin merakını cezbetmeyi çok güzel başarıyor. Ara ara cevaplar da veriyor ki izleyici sıkılmasın.
La Casa De Papel Karakter Analizi
Profesör lakaplı gizemli bir adam tarihin en büyük soygununu yapma hayaliyle işe koyuluyor. İspanya Kraliyet Darphanesi'ni soyacaklardır. Planın kimin fikri olduğunu ilerleyen yazılarımda görebilirsiniz.
Profesör, kendi alanlarında isim yapmış adamlardan oluşan bir ekip toparlar.
Beş ay boyunca bir eve kapanarak, her ihtimali hesaba katarak, ek planlar yaparak bu kusursuz soygunu planlayarak geçiriyorlar.
5 ayın sonunda plan devreye sokuluyor ve soygun başlıyor ama elbet unuttukları ve hesaba katmadıkları şeyler oluyor. Bu kadar konu anlatımı yeter. Biraz da harika oyunculuklarla taçlandırılan karakterlerden bahsedelim.
Berlin. Soygunun içerdeki beyni. Liderlik özelliği her bir hücresine işlemiş. Değişik bir abimiz. Yaşanmışlıkları ve tecrübesi çok. Zaman zaman yaptıklarıyla bizi şaşırtsa da efsane final sahnesi ve bu sahnedeki sözleriyle akıllara kazınıyor.
Tokyo. Asi bir prenses. Hayatında 15 soyguna katılmış azılı bir hırsız. Aynı zamanda da bir kalp hırsızı. Çoğu zaman uyuz olduğumuz bir karakter ama ne yapalım onu da böyle kabul ettik. Ayrıca dizinin hikayesini hep onun ağzından dinliyoruz.
Moskova. Her şeyden önce bir baba. Oğlu için yaptıklarının ve yapacaklarının sınırı yok. Herkesin bir kusuru vardır derler ya dizide Moskova'nın tek bir kusuru yok. Tam bir kral.
Denver. Moskova'nın oğlu. Hafif saf bir kardeşimiz ama samimiyetiyle kendini çok sevdiriyor. Karaktere can veren Jaime Lorente mükemmel bir oyunculuk sergiliyor.
Rio. Genç, asi, yakışıklı... 6 yaşından beri kod yazan bir bilgisayar dehası. Gençliğin verdiği toylukla yaptığı hatalar oluyor ama onları da dizinin hatrına gözardı ediyoruz.
Nairobi. Dengesiz ama eğlenceli, kendimize en yakın gördüğümüz karakterlerden biri. Zorlu geçen çocukluğunun izlerini taşıyor.
Helsinki ve Oslo. Sırp kuzenler kafadan biraz noksan da olsalar görev adamı tanımana tam uyuyorlar. Özellikle Helsinki. Bir de Oslo kardeşimiz konuşabiliyor mu acaba? Öğrenemeden dizi bitti.
Profesör. Tek bir kelimeyle anlatacak olursak: hayalet. Daha fazla söze gerek yok izleyince anlayacaksınız zaten.
Tabi soygun olunca polisler, özel timler, bakanlar falan herkes devrede oluyor. Sonuçta İspanya Kraliyet Darphanesi soyuluyor yani. Onların çatışmaları, fikir ayrılıkları da diziye damga vuran noktalardan.
Akıl oyunlarıyla dolu, sürekli bir sonraki hamleyi düşündüren, duygudan duyguya sürükleyen acayip bir dizi La Casa De Papel. Son dönemlerde çıkan diziler arasında en iyilerden biri hatta tarihteki en iyi dizilerden biri. Zaten kulaktan kulağa ''çok iyi diziymiş'' şeklinde yayıldığı için
La Casa De Papel Ön bilgi
“La Casa De Papel” çok düz bir tercümeyle “kâğıt evi” gibi bir anlama geliyor. Öte yandan eskiden dilimizin argosunda da para anlamına gelen “papel” kelimesi aslında bahsedilenin darphane olduğu konusunda bir ipucu vermekte.
İspanyol yapımı olan dizimiz bir grup suçlunun İspanyol Darphanesinde gerçekleştirdikleri soygunun hikâyesini anlatıyor. Aslında daha başlangıçta dizinin önümüze koyduğu kocaman sorular var. Bu gerçekleştirilen bir soygun mu, kahramanlarımız(!) hırsız mıdır? Böyle bir soru gündeme geliyor çünkü ekip darphanedeki paraları çalmanın peşinde değil, aksine darphaneyi çalıştırarak para basıyorlar.
Kendi paramı kendim basarım gibi bir fikir üzerine kurulu La Casa De Papel rumuzlar/lakaplar seçiyorlar kendilerine. Şehir isimlerinden seçilen bu isimler çerçevesinde kimse bir diğerinin gerçek ismini ve hikâyesini bilmiyor, anonim olmak ekibin en sıkı sıkıya bağlı olduğu kurallardan birisi.
Tüm rehineleri kendileri gibi giyinmeye zorlayan, üzerlerindeki tulum ve maskeleri bir çeşit üniformaya çeviren soyguncularımız, rehinelerimizin eline gerçek görünümlü sahte silahlar tutuşturmayı da ihmal etmiyorlar.
Tüm olup biteni ekipte yer alan Tokyo rumuzlu kadının ağzından dinliyoruz.
Yazar Alex Pina, aslında La Casa De Papel’i İspanyol televizyon kanalı Antena 3 için yaratmış olsa da dizi gördüğü büyük ilgi üzerine 25 Aralık 2017’de Netflix’e geçmiş.

İspanyol yapımı olan dizimiz bir grup suçlunun İspanyol Darphanesinde gerçekleştirdikleri soygunun hikâyesini anlatıyor. Aslında daha başlangıçta dizinin önümüze koyduğu kocaman sorular var. Bu gerçekleştirilen bir soygun mu, kahramanlarımız(!) hırsız mıdır? Böyle bir soru gündeme geliyor çünkü ekip darphanedeki paraları çalmanın peşinde değil, aksine darphaneyi çalıştırarak para basıyorlar.
Kendi paramı kendim basarım gibi bir fikir üzerine kurulu La Casa De Papel rumuzlar/lakaplar seçiyorlar kendilerine. Şehir isimlerinden seçilen bu isimler çerçevesinde kimse bir diğerinin gerçek ismini ve hikâyesini bilmiyor, anonim olmak ekibin en sıkı sıkıya bağlı olduğu kurallardan birisi.
Tüm rehineleri kendileri gibi giyinmeye zorlayan, üzerlerindeki tulum ve maskeleri bir çeşit üniformaya çeviren soyguncularımız, rehinelerimizin eline gerçek görünümlü sahte silahlar tutuşturmayı da ihmal etmiyorlar.
Tüm olup biteni ekipte yer alan Tokyo rumuzlu kadının ağzından dinliyoruz.
Yazar Alex Pina, aslında La Casa De Papel’i İspanyol televizyon kanalı Antena 3 için yaratmış olsa da dizi gördüğü büyük ilgi üzerine 25 Aralık 2017’de Netflix’e geçmiş.

Kaydol:
Kayıtlar (Atom)